Halk arasında sıklıkla duyduğumuz yüksek tansiyon hastalığı olarak bilinen hipertansiyon kan basıncının normal değerlerin (120/80 mmHg) üzerinde ve sürekli halde olmasıdır. Kronik bir rahatsızlık olan hipertansiyonu tamamıyla bitirmek mümkün olmasa da etkileri azaltılıp kontrol altında tutmak mümkündür.
Ülkemizde ve dünyada en sık görülen kronik rahatsızlıklardan biri haline gelen bu hastalığın ortaya çıkma nedenleri arasında en fazla genetik faktörler, ailede hipertansiyon öyküsü oluşu rol oynar. Bunun yanı sıra aşırı tuz tüketimi, sağlıksız yaşam, düzensiz beslenme, obezite, yaş, stres faktörleri ve bireyin sahip olduğu diğer kronik hastalıklar da ortaya çıkış nedenleri arasındadır. Hipertansiyonun görülme sıklığı artan yaş ile de doğru orantılıdır. 45 yaş üzerinde daha çok görülen bu hastalığın genç bireylerde görülme olasılığı daha düşüktür.
Hipertansiyon Belirtileri
Hipertansiyonun vücuda verdiği hasarlar çok fazla olsa da en başta sinsice ilerleyen bir hastalıktır. Hatta yıllarca belirti vermeden ilerleyen bu hastalık başta böbrekler ve kalp olmak üzere birçok organa hasar verdikten sonra kendini gösterebilir. En belirgin özelliği ise ense kökünden başlayan baş ağrısı, baş dönmesi, nefes darlığı ve çarpıntı ile seyreder. Bu belirtiler aynı zamanda birçok hastalığın da belirtisi olduğu için diğer hastalıklarla da karıştırılabilir. Birkaç gün gözlemlenen ve arttığı veya ilerlediği görülen bu belirtilerde bir uzmana başvurmak gerekir. Bunların yanında sık görülen diğer belirtileri ise;
- Sık idrara çıkma
- Halsizlik
- Göğüs ağrısı
- Burun kanaması
- Ödem ve şişlik
- Görme problemleri/ bulanık görme
Hipertansiyonda Tanı
Tüm hastalıklarda olduğu gibi hipertansiyonda da erken tanı çok önemlidir. Belirtileri az gösterse ve hafif ilerlese de bu süreçte geç kalmadan uzmana başvurmakta fayda vardır. İlerleyen ve fark edilmeyen hipertansiyon felç (inme) riski taşırken kalp krizini ve beyin kanamasını da tetikler. Organlara dönülmez zararlar verirken organ yetmezliğine kadar gidebilir. İç organlara zarar vermeden teşhis konması hayat kurtarıcı bir etki taşır. Doktora başvurduktan sonra gerekli tahlil ve tetkikler yapılıp kesin tanı konmadan önce kişinin yaklaşık 2 hafta kadar her gün düzenli olarak tansiyonu ölçülür ve takip dosyasına kaydedilir.
Normal bireyler için büyük tansiyon 120 mmHg, küçük tansiyon ise 80 mmHg olarak bilinir. Kan basıncı değerleri 140/90 mmHg ve üzerinde olan ve sürekli hale gelmiş şekilde devam eden kan basıncı değerleri risk grubuna girer ve birçoğu hipertansiyondan kaynaklanır. Düzenli aralıklarla kan basıncı kontrol sağlandıktan sonra tanı konur.
Hipertansiyonda Tedavi Süreci
Hipertansiyonun tedavisi mümkündür fakat kesin ve tamamıyla yok etmek çok mümkün olmasa da düzenli ilaç kullanımı, kişiye özel diyet ve egzersiz listeleri, sağlıklı yaşam tarzını benimseme ve doktor kontrolüyle etkileri en aza indirilebilen kronik bir hastalıktır. Tedavide amaç kan basıncı değerlerini 140/90 mmHg ve altına indirebilmektir. Öncelikle doktorun önermiş olduğu ilaçların düzenli ve saatinde kullanılması gerekir. Kişi isteğiyle bırakılabilecek veya dozu azaltılıp arttırılabilecek ilaçlar değildir. Buna ancak uzman karar verir. Bunun yanı sıra her 6 ayda bir kontrol edilmesi gerekir. Çünkü kullanılan ilacın etkileri kişiden kişiye göre değişebileceği gibi bir süre sonra hastalığın ilerlemesiyle yeterli ve faydalı gelmeyebilir.
Tuzsuz diyetler, spor ve egzersiz programları uygulayarak kilo kontrolü sağlanması hedeflenir ve kişinin yaşam tarzında köklü değişikliklere gidilir. Hipertansiyon tedavisinde başarı sağlamak yüksek oranda hastaya bağlıdır. Kişinin ilaçları düzenli kullanması ve sağlıklı bir yaşam tarzı belirlemesi ve bunu hiç bırakmadan devam ettirmesi tedavinin başarısında oldukça etkin bir rol oynar.
“Hipertansiyon Nedir? Belirtileri Tanı ve Tedavi Yöntemleri” üzerine 2 yorum